Patara’da bilirkişi keşfi yapıldı: Kazı ekibi mahkemeye rapor sunacak
ANTALYA – Kaş Patara Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi için hazırlanan Nazım İmar Planı’nın iptali için açılan davada, bilirkişi incelemesi dün yapıldı. Patara Antik Kenti’nin nekropol alanını ve caretta caretta yuvalama sahasını içeren, bölgede yapılaşma baskısını artıracağı tartışmalarına konu olan 1/25 binlik imar planının iptal edilmesi için açılan davada bilirkişi heyeti, alanı inceledi.
Dava avukatı Tuncay Koç, Patara Kazısı Başkan Yardımcısı Mustafa Koçak, Kaş Çevre ve Kültür Derneği üyeleri, Kaş Çevre Platformu üyeleri, Patara Mahallesi Muhtarı Mehmet Otlu, Patara ve Kaş sakinlerinin katıldığı keşifte, bilirkişi heyetine planlamayla yapılaşmaya açılmak istenen alanın özellikleri anlatıldı.
MAHKEMEYE ARKEOLOJİK RAPOR SUNULACAK
Keşif sırasında heyetteki hakim ve uzmanlara bölge ile ilgili bilgi veren Patara Kazı Başkan Yardımcısı Mustafa Koçak, planlama alanı içinde bir lahtin ve bir zeytinyağı kırma presleme teknesinin bulunduğunu fakat alan yapılaşmaya açıldıktan sonra bu arkeolojik bulguların ortadan kaybolduğunu söyledi. 800’ü aşkın kaçak villa ve yazlık bulunan alanda yapılaşmayı yasallaştıracağı gerekçesiyle itiraz edilen planla ilgili keşifte Koçak, eğer kendilerinden görüş istenirse alan üzerindeki arkeolojik değerler hakkında mahkemeye bilgi verebileceklerini de heyete iletti.
UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ’NE MÜRACAAT EDİLDİ
Mahkemeye bilimsel veri sunma önerisinin heyet başkanı ve bilirkişiler tarafından olumlu değerlendirildiğini belirten Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, “Hakim bey bu öneriyi kabul ederek profesyonel görüş yazısının itiraz dosyasına eklenebileceğini iletti. Bu durum, alanın arkeolojik değeri bakımından itirazlarımızı güçlendiriyor. Yapılaşmaya açılmak istenen alan, üç farklı koruma statüsüne sahip. Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde, 1’inci Derece Doğal Sit, 3’üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde. Bunun yanında zeytinlik alanların korunması kanununa tabi. Bu kadar çok koruma statüsü olan, Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmesi için müracaatta bulunulmuş, Patara Antik Kenti içinde olan bir alanın kamu yararına yönelik olmayan yazlık konut üretimine ısrarla konu edilmesini anlayamıyoruz” dedi.
BAKANLIKLARA İTİRAZ BAŞVURULARI YAPILDI
Bilirkişi incelemesi sırasında bölgenin geleceğine ilişkin endişelerin ve yapılaşmaya karşı tüm itirazların dile getirildiğini, bu konuda resmi başvuruların da yapıldığını belirten Akoy, şöyle konuştu: “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Kültür ve Turizm bakanlarımızdan 2020 yılında Türkiye’nin turizm teması seçilen ve en çok ziyaret edilen ören yeri olan, aynı zamanda caretta carettaların 1’inci derece yuvalama alanı olan Patara Antik Kenti’nin daha fazla yapılaşmaya konu edilmemesi için, 1993-2000 yılları arasında yapılan yönetim planlarının güncellenerek yeniden yapılması için harekete geçmelerini bekliyoruz. Bu eşsiz alanların çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras olduğunu, sadece ismi değil niteliği ‘koruma’ olan planlamalarla gelecek nesillere bozulmadan, beton altına alınmadan bırakılmasını istiyoruz.”
‘YOĞUN OLMADIĞINDAN KOOPERATİF İNŞAATI BİLE BİTMEMİŞ’
Heyete, alanın ağırlıklı olarak zeytinlik olduğunun anlatıldığını söyleyen Ahmet Murat Akoy, “2008 yılında düşük yoğunluklu yapılaşma izni verilerek imara açılan kooperatif alanlarının hemen aşağısında olan bir bölge burası. Keşif vesilesiyle kooperatif alanını da gördük. İmar izni verilmesinin üzerinden 16 yıl geçmiş olduğu halde kooperatif yapılarının büyük bir bölümünün halen inşaat halinde olduğu görülüyor. Yani ortada geçerli bir talep baskısının olmadığı da anlaşılıyor” diye konuştu.
‘BU YAPILAŞMAYI BİLİMLE AÇIKLAMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Patara’da sit alanı kapsamında olan ve UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmesi için çalışmaların yürütüldüğü Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi için planlanan yapılaşmanın bölgenin ihtiyaçlarına ve kamu yararına karşılık gelmediğini belirten Akoy, şunları söyledi: “Pataralıların ihtiyaçlarına yönelik olmayan, kamu yararına yönelik üretilmeyen, turizme yönelik üretilen yazlık konutların çoğu inşaat halinde ve kullanım dışıyken ikinci bir yazlık konut yapılaşması getirecek planlamanın bilimle, bilgiyle açıklanmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz.”